Epilepsi (Sara) Nedir? Epilepsi (Sara) Tanısı ve Tedavisi Nedir?
Epilepsi (Sara) Nedir?
Epilepsi, halk arasında “Sara Hastalığı” olarak da bilinir. Beyin nöronlarında gerçekleşen kontrol edilemeyen, ani, anormal elektriksel deşarjlardan kaynaklanan nörolojik bir hastalıktır. Çocukluk ve yetişkinlik çağında daha sık görülmekle birlikte yetişkinlerde ciddi yaygın beyin hastalıklarından biri olup beyin damar hastalıklarından sonra en sık görülen ikinci hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tahminlerine göre epilepsi görülme oranı %0,4 ile %1 arasında değişmektedir. Bu oran ülkelerin gelişmişlik seviyelerine göre değişmektedir.
Epilepsi tekrarlayan epileptik nöbetler halinde kendini gösterir. Epileptik nöbetler anormal elektriksel deşarjın oluştuğu bölgeye, oluşan elektriksel deşarj büyüklüğüne göre değişiklikler gösterebilir. Epileptik nöbetlerin çoğu kısa süreli ve geçicidir. Nöbetler; sıçrama, çırpınma, anlamsız bakma, dalma, bayılma ve morarma gibi farklı şekillerle ortaya çıkabilir.
Beyni bir bilgisayara benzetirsek beyin nöronları da bilgisayar parçaları gibi birbirine bağlıdır. Nasıl ki bilgisayarın çalışması için elektriğe ihtiyaç varsa nöronların haberleşebilmesi için de küçük elektriksel uyaranlara ihtiyaç vardır. Nöronlar arasında normalin dışında bir elektriksel aktivite oluşursa oluşan bu anormal elektriksel aktiviteden sadece o bölge etkilenmez. Beyin vücudumuzun kontrol merkezi olduğu için nöronların bulunduğu yere göre nöbetlerdeki belirtiler değişebilir. Bazen nöbetler tüm vücudu etkisi altına alırken bazen de hastanın bile nöbet geçirdiğini anlayamayacağı kadar kısa sürelidir. Epilepsi, ruh, akıl hastalığı ya da bulaşıcı bir hastalık değildir. Bazı nadir durumlar dışında zekâ geriliğine yol açmaz.
Epilepsi (Sara) Nedenleri Nelerdir?
Epilepsi nöbetlerinin birçok nedeni vardır. Vakaların %60’ında nöbetlerin nedenleri bilinememektedir. Hem genetik faktörler hem de sinir hücrelerinin normal işleyişini bozan her türlü durum nöbetlere neden olabilir.
Epilepsiye sebep olduğu bilinen genetik hastalıklar:
– Kromozom hastalıkları,
– Bazı metabolik hastalıklar,
– Bazı enzim eksiklikleri gibi doğuştan gelen nedenler.
Epilepsiye sebep olduğu bilinen diğer hastalıklar:
– Ciddi beyin travması,
– Felç,
– Tümörler,
– Enfektif lezyonlar,
– Kazalara bağlı beyin zedelenmesi,
– Uzun süren ateşli havaleler,
– Gebelikte bebeğin beyin gelişimini etkileyen hastalıklar, gebelikte annenin ilaç ve alkol alımı,
– Doğum sırasında meydana gelebilecek beyin zedelenmesi, beyin kanaması ve beynin oksijensiz kalması,
– Beyin hücrelerinin besin ve oksijen ihtiyacının yeterince karşılanamaması,
– Doğum sonrası menenjit, beyin iltihabı,
– Tiroid hastalıkları
Epilepsi (Sara) Hastalığının Tanısı Nedir?
Epilepsi uzun ve düzenli tedavi gerektiren bir hastalık olduğundan dolayı doğru tanıyı koymak oldukça önemlidir. Teşhis için en önemli belirti nöbetlerdir. Epileptik nöbetlere benzeyen epileptik olmayan (yalancı) psikojenik ve fizyolojik nöbetler de vardır. Bu tür nöbetlerin varlığı teşhisi zorlaştırabilmektedir.
Tanı için kullanılan en yaygın tekniklerden biri “elektroensefalogram” EEG’dir. EEG, Beyindeki elektriksel aktiviteyi ölçer. Kafatasının üzerinde belirlenmiş bazı özel noktalara yerleştirilen elektrotlar sayesinde alınan sinyalin güçlendirilerek kâğıt üzerine aktarılması işlemidir. Yaklaşık 30 dakika kadar sürer.
EEG beynin sadece test süresince gerçekleşen elektriksel aktivitesini ölçebilir. Hastanın o an beynindeki elektriksel aktivite normal olabileceğinden hasta ve hasta yakınlarının gözlemleri de teşhis için çok önemlidir.
Birçok hastada tanıyı koyabilmek için sadece EEG yeterli değildir. Bu tekniğin yanı sıra beyin tomografisi (CT), manyetik rezonans (MRI), uzun süreli EEG-video monitorizasyon ve çeşitli biyokimyasal ve metabolik tetkikler (kanda, idrarda ve beyin-omurilik sıvısında) gerekli olabilir.
Epilepsi (Sara) Hastalığının Tedavisi Nedir?
Basit bir epilepsi nöbeti zararsızdır ancak tekrarlayan nöbetler beynin oksijensiz kalmasına yol açabilir. Tehlikeli olamasa bile kişinin sürekli nöbet korkusu yaşamaması ve sosyal ilişkilerini daha sağlıklı bir şekilde kurabilmesi için mutlaka tedavi olması gerekir.
Hastalara uygun tedavinin uygulanabilmesi için öncelikle nöbetlerin kaynağı araştırılır. Birçok hastada nöbetlerin kaynağı bulunamaz. Nöbetlerin tespit edilip edilmemesine, tespit edilebiliyorsa kaynağa göre değişik tedavi yöntemleri kullanılır.
Epilepsi hastalarında öncelikli olarak ilaç tedavisi uygulanır. Ancak hastaların %20’sinde ilaca rağmen nöbetlerin devam ettiği görülmüştür. Bu durumdaki hastalar ‘ilaca dirençli epilepsi hastası’ olarak adlandırılır. İlaca dirençli epilepsi hastalarının nöbetlerine neden olan bölge tespit edilebiliyor ve cerrahi operasyonla alınması hastanın sağlık durumu açısından problem teşkil etmiyorsa cerrahi bir operasyon uygulanarak beyindeki sorunlu bölge çıkarılır. Hasta ameliyattan sonra sorunsuz bir şekilde hayatına devam edebilir.
Ancak ne yazık ki hem ilaca dirençli hem de ameliyat edilemeyen epilepsi hastaları da bulunmaktadır. 30 yılı aşkın yapılan çalışmalar sonucunda çok küçük boyutlarda yüksek teknoloji ile üretilen piller sayesinde bu tür hastalar da tedavi edilebilir hale gelmiştir. Bu piller vagus sinire entegre edilerek beyne düzenli aralıklarda elektriksel enerji gönderir. Vagal sinir stimülatörü olarak adlandırılırlar.
Vagal Sinir Stimülatörü (VNS Pili)
VNS pili ya da epilepsi pili olarak bilinen bu tedavi yöntemi ilaca dirençli epilepsi hastalarında vagus sinirinin uyarılmasıyla gerçekleştirilir. Vagus sinirinin uyarılmasıyla nöbetlerin tedavi edilebileceği ilk olarak Corning tarafından 1883 yılında bildirilmiştir. Ancak yaklaşık olarak bir asır sonra bir vagal sinir stimülatörü bir hastaya yerleştirilmiştir. 1997 yılında bu cerrahi işlemin epilepsi tedavisinde kullanılması onaylandı.
Bu tedavi göğüs ve boyun bölgesinden olmak üzere 2 farklı kesi işlemi yapılarak uygulanır. Boyun bölgesine yaklaşık 5 santimetre kesi atılarak buradan vagal sinire ulaşılır. Sinirin etrafına kablo sarılır. Diğer kesi ise göğüs bölgesinde köprücük kemiğinin hemen altına atılır ve burada pilin yerleştirilebileceği bir cep oluşturulur. Ardından kablolar deri altında geçirilerek pile bağlanır. Kesikler dikişle kapatılır ve ameliyat sonlandırılır. VNS pili ameliyatları ortama 1 saat sürer.
Yapılan çalışmalarla nöbetlerin çeşitli yollarla kontrol altına alınabileceği gözlemlenmiştir. Bazı çalışmalarda vagus sinirine entegre edilen pil aracılığıyla beyne belli zaman aralıklarında düşük voltajlı elektrik akımları gönderildiğinde bozulan EEG sinyallerinin düzeltilerek nöbetlerin engellenebileceği ortaya koyulmuştur. Bazılarında ise beynimizdeki milyonlarca sinir (nöron) hücrelerinin kendileri arasında iletişimini sağlayan kimyasal maddelerdeki oran değişimlerinin nöbetlerin oluşumunu engellediğini gözlemlenmiştir. Nöbetlerin baskılanabildiğine dair sonuçlarına ulaşılmasına rağmen bu yöntemler, sonuçları kişiden kişiye değişiklik gösterdiği için tüm dünyaca kabul edilebilir etki mekanizması olarak sayılmamaktadır.
Ameliyatın riski oldukça düşüktür. Her cerrahi işlemden sonra olan enfeksiyon riski vardır. Ameliyat sonrası en sık görülen şikayetler; ses kısıklığı ve seste çatallaşma olmasıdır. Ancak bu şikayetlerin de haftalar içerisinde azaldığı ve tamamen iyileştiği görülür. Ameliyatın 4. Saatinde hastalar yürütülür 1.günde ise taburcu edilir.
Ameliyatın 14. gününde pil çalıştırılır ve pil seviyesi kademeli olarak yükseltilir. Ortalama 3 ayda pil ayarları tamamen yapılmış olur. Pil tedavisinin etkinliği ortalama %60 civarındadır. Bazı hastalarda %80 etkinlik görülürken bazı hastalarda da ne yazık ki hiçbir fayda sağlanamamıştır.
Pil tedavisinden sonra epilepsi ilaçları tamamen kesilmez. Zamanla nöroloji hekiminin kontrolümde azaltılır. Kısacası VNS pili tedavisi ilaca ek bir tedavi yöntemidir
- Fascinated
- Happy
- Sad
- Angry
- Bored
- Afraid